Bürokrasiyi Aşmanın Temel Anahtarı ERP

Kemalettin BULAMACI 

Geçtiğimiz günlerde bazı arkadaşlarla veri merkezleri üzerine tartışıyorduk. Bu tür hizmetlerin, tüm dünyada olduğu gibi en büyük alıcısının kamu sektörü olduğunu söylediler. Ama bir farkla.
“Üreticiler enerji verimliliği, çevreci yaklaşımları, yer tasarrufu gibi argümanlarla bu ürünleri satmaya çalışıyorlar. Ama Türkiye'de kamunun bu tip kriterleri göz önüne aldığını düşünmüyoruz” dediler.
Budan 3-5 yıl öncesine kadar bu düşünceye ben de katılabilirdim. Ama kamuda büyük bir dönüşüm var. Belediye İktisadi Teşekkülleri olsun, Kamu İktisadi Teşekkülleri olsun veya bakanlıklara bağlı çeşitli hizmet birimleri; Türkiye'de kamu çevreye karşı duyarlılığını göstermeye başladı. Tasarrufa önem veriyor. Ülkenin yarısından fazlası hazine arazisi olmasına karşılık Türkiye'de arazi de kıymetli bir parça haline geldi. Kamu kurumları bile yerden tasarruf edecek önlemler peşine düşmüş durumda.
İş tabii ki bununla bitmiyor. Maliyet tasarrufu sağlamak için sadece kaynak tasarrufunda bulunmak yeterli değil. Ayrıca sahip olduğunuz kaynakları iyi bir şekilde planlamanız, yönetmeniz de gerekli. Halk tüm dünyada hükümetlere ödedikleri vergilerin verimli bir şekilde kullanılıp kullanılmadığının hesabını sormaya başladı çünkü.
Kamunun diğer bir sorunu da bürokrasi tabii ki. Bir ton evrağın biryerlerden biryerlere taşınması, her varaka üzerinde mühür, imza bulundurulması sorunu, iş akışlarının yıllar öncesine dayanan bir sistemde yürütülmesi, ordan oraya taşınan belgeler; bir vatandaşın derdine derman bulması ayları buluyor.
Teknoloji bu soruna da çözüm buldu aslında yıllar önce. Yavaş yavaş kamusal düzen de buna ayak uydurmaya çalışıyor. Türkiye'de bile.
Elektronik imza kullanılması, elektronik belge yönetimi, elektronik iş akış ortamları. Tabii bir de hizmetlerin halka daha hızlı sunulmasını sağlayacak olan internet. Halk internet üzerinden tüm işlemlerini gerçekleştirmeyi arzuluyor. Çünkü daha kolay. Daha hızlı onlar için. Bir de kamu tarafı daha hızlı olabilse.
İşte tüm bu yukarıda saydıklarımı tek bir elden yerine getirebilen Kurumsal Kaynak Planlaması (ERP) yazılımları mevcut. Daha önce özel sektörün yaşadığı tecrübelerden de biliyoruz ki ERP yazılımları sadece kurumlarda işleri hızlandırmakla kalmıyor, etkin yönetim ile maliyetleri aşağıya çekmiyor ayrıca sistemin kurulması aşamasında tüm kural tanımlarının da gözden geçirilmesini sağlıyor. Yani bürokrasiyi yeniden inşa ediyor. Reform kapısının kilitlerini kırıyor.
Bunu keşfeden, kaynağı olan kurumlar (özellikle KİT ve BİT'ler) ERP tarafından adım atmaya başladılar. TCDD, THY bunlara en güzel örnekler.
THY gibi çok parametrenin, çok değişkenin olduğu bir ortamda işler biraz daha hızlansın, tek merkezden yönetim sağlanabilsin diye... TCDD gibi zararı fazlasıyla olan bir kuruluşta maliyetleri kontrol altına alabilmek için. Ama görüyoruz ki ikisi de Türkiye'de kamu sektörünün gururu haline gelmeye başladılar.
Bu iki şirketin de ortak noktası yakın tarihte SAP projelerini uygulamaya sokmuş olmaları. SAP tüm dünyada kamu kurum ve kuruluşları tarafından en çok tercih edilen ERP uygulamalarının başında geliyor. Bunun sebebi de sermaye yapısından iş modeline kadar birçok alanda çeşitli örnek uygulamalarının olması. Hergün kendilerini geliştirerek kamu tarafında daha etkin olacak sistemler de geliştiriyorlar bu tecrübeleriyle.
Değişen dünya trendleri, gelişen Türkiye Kamu görüşleriyle ülkemizde kamu da bu tip yatırımlara sıcak bakmaya başladı. Ama biraz daha hızlanması gerekiyor. Ne de olsa etkin ve düşük maliyetli kamu yönetiminin anahtarı burada. Ayrıca bürokrasinin azalarak Internet hızında vatandaşa hizmet sunmanın anahtarı da. Kamusal dönüşümün de. Devlet büyüklerimiz “Dijital Türkiye”den bahsediyor 2023'te Türkiye'yi Bilgi Toplumu Ülkesi olarak görmek istiyorlarsa bu tip projeleri kamunun her aşamasına yaymalı, süreçleri de hızlandırmalıdır.



Kemalettin BULAMACI